Öteki Renkler yazarın çocukluk anılarından mutluluk saatlerinde, romanlarını nasıl yazdığından gezi notlarına, sevdiği yazarlar ve kitaplar hakkında eleştirilerinden kişisel itiraflarına, şikayetlerine, siyasi öfkelerine, kültür ve gündelik hayat konusundaki heyecanlarına uzanıyor ve Orhan Pamuk`un yalnız romanda değil, düzyazıda da ne kadar usta olduğunu kanıtlıyor. Yirmi beş yıldır yazdığı düzyazılardan, tuttuğu defterlerden, yaptığı röportajlaran yapılan bu titiz seçmede Pamuk, zaman zaman eğlenceli, kışkırtıcı, çözümleyici olan, bile bile kızı Rüya ile arkadaşlığını, bayram ziyaretlerini, sigarayı bırakışını, gençlik bunalımlarını, yazarın günlük hayatını, sinema zevkini, Boğaz`daki eski yangınları, bildiği İstanbul`u, yalnızlık ve mutluluk üzerine takıntılarını, toplumun ve kendisinin korkularını ve paranoyalarını anlatıyor; Dostoyevski`den Tanpınar`a, Kemal Tahir`den Oğuz Atay`a pek çok yazar ve kitabı tartışıyor; roman kuramı ve tarihi roman, Doğu ve Batı, milliyetçilik ve Avrupa konusundaki düşüncelerini açıyor. Bir çocuğun gözünden anlatılmış ve Nişantaşı`nda geçen Pencereden Bakmak adlı uzun hikaye ile birlikte bu kitap Orhan Pamuk`un renkli dünyasını daha da derinleştirip genişletiyor.