Çevirisini sunduğumuz bu eserde Alain de Libera, ´Ortaçağ Felsefesi´ hakkında can alıcı şu üç soruya cevap aramaktadır:
- Böyle bir konu var mıdır ya da Ortaçağ felsefesi diye birşey var mıydı?
- Ortaçağ felsefesi, vahyedilmiş ve felsefeyle donatılmış bir teolojiden farklı birşey midir?
- Niteliği ne olursa olsun Ortaçağ felsefesi, genel felsefe tarihine anlamlı bir katkıda bulunmuş mudur?
Yazar, bu çalışmasında yaygın olarak merkeze alınan ´Batı´ ve ´Hıristiyan´ ortak paydasında ele alınıp incelenen Ortaçağ felsefesine farklı bir perspektifte yaklaşmaktadır. Buna göre ele aldığ konularda gerçek bir meşruiyetten uzak egzotik olmayan Hıristiyanlar; başka bir deyişle Doğulu Hıristiyanlar ve Hıristiyan olmayan Batılılar; Araplar ve Yahudiler göz ardı edilmemiş ve daha objektif bir ortaçağ vizyonu sergilenmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla kitabın beş ana bölümünü sırasıyla Bizans´ta Felsefe, Doğu İslâm Dünyası, Batı İslâm Dünyası, Yahudi Felsefesi ve Latin Ortaçağı oluşturmaktadır. Libera özellikle ´translatio studiorum´ şeklinde kavramsallaşan ´Eğitim merkezlerinin yer değiştirmesi´ tarihsel olgusunun izlerini taip etmekte, Ortaçağın sonuna kadar sürecek olan bilim ve felsefenin eklemli yapısını ve sürekliliğini ortaya koyarak bu hareketin oluşturduğu Bizans´tan Bağdat´a, Tunus´tan Endülüs´e, Sefarad´dan Provence´a, Toledo´dan Paris´e felsefe yollarını takip etmeye çalışarak projesini şekillendirmektedir.