Sovyetler Birliği´nin yıkılmasıyla birlikte, millet oluşturma, İslam ve kimlik sorunları, Orta Asya devletlerine miras kaldı. Sovyetler Birliği´nin başarmaya çalıştığı Sovyet insanı ve toprağa dayalı ulus- devlet oluşturma politikaları, bağımsızlık sonrası dönemde, daha etnik milliyetçi çizgiye kaydırılarak, Orta Asyalı liderler tarafından benimsenmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bu bağlamda, egemen etnik grubun üzerine ulus - devlet inşa etmeye gayret edern liderler İslam dinine de ayrı bir önem vermiştir. İslam dinini, toplumu birleştiren ´´macun´´ olarak gören liderler, yine de radikal ve politik İslam anlayışının gelişmesine kesinlikle müsaade etmemektedir.
Elinizdeki kitapta, Orta Asya´da İslam, Milliyetçilik, Kimlik ve Etnisite konuları incelenmektedir. Rus İlminski´nin suni dil oluşturma çabaları, İslam´ın gerek Çarlık ve Bolşevik Rusya dönemlerinde ve gerekse bağımsızlık sonrası dönemde oynadığı rol ve ne anlama geldiği, Orta Asya´lı liderlerin egemen etnik yapıya dayalı ulus-devlet oluşturma çabaları ve yine liderlerin otoriter devlet anlayışına dayalı politikaları ve bu politakaların bölge ve devlet için istikrara etkileri detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.