Eserin bu ikinci cildi, opera sanatının 18. yüzyıl sonlarındaki Romantik Opera ve Verdi döneminden başlayarak 20. yüzyıl başlarına kadar gelen 150 yıllık tarihini incelemektedir. Bu ciltte 100'den fazla besteciye ve onların belli başlı eserlerine yer verilmiştir.
(Arka Kapak)
Müzik kültürünün önemli bir kolu olan opera sanatı, ulusların uygarlık yarışındaki yerlerini belirlemede olağanüstü rolü olan bir yaratıştır. Bu yüzden de Atatürk, Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmedir demiş ve onun bu kanısı, Ankara'da bir devlet konservatuvarının, sonra da devlet opera ve balesinin kurulmasına olanak sağlamıştır. Demek ki Türkiye'miz, müzik sanatında da çağdaş uygarlık düzeyine bir an önce ulaşabilme inancıyla, gerekli adımı atmakta gecikmemiş, bunun sonucu olarak da devlet operası, devlet konservatuvarının kuruluş tarihinden bu yana 53. yılını da, başarıyla geride bırakmıştır.
Opera sanatının Rönesans'tan son çağlara kadar olan tarihsel gelişimi 1.ciltte ana hatlarıyla verilmeden önce, en baştaki giriş bölümünde operanın estetiğine, felsefesine, tarihin karanlıklarında kaybolan benzeri eylemlerin yorumuna değinen bilgileri işlemede yarar görülmüştür. Opera sanatının XVIII. yüzyıl sonlarından XX. yüzyıl başlarına kadar geçen 150 yıllık tarihini inceleyen bu kitapta, 100'den fazla sanatçıyla pek çok önemli esere değinilmiş ve literatürde yer alan belli başlı operaların yorumları yapılmıştır.