Puslar kaplarken bilincimi, bilincim ve gücüm dağılırken pusun içinde, belleğim gitgide ona yaklaşıyor. Niye terk ettiğimi bilemeden terk ettiğim sevgilinin anısı, engin ufukların sahibi sağlam bir deniz feneri gibi duruyor, terk edilmiş ve yapayalnız. Hiçbir şeyi olmayan, dalgaların dövdüğü yoksul bir deniz feneri... Her sevişme, düşlerin gerçekleşmesine doğru bir atılımdır. Yaşanmış kopuşlara ve parçalanmış bütünselliklerin acısına merhemdir diğerinin teni. Yalnızca insanlardan, düşüncelerden, inançlardan değil, bitkilerden, topraktan, havadan ve sudan ayrı düşmüşlüğün acısına... Keyifle okuyacaksınız.