İlk insanın Cennet ten kovulduğu, Mezepotamya denen kahredici ve bir o kadar da hayat verici bu coğrafyada; iki bıçkın delikanlı, selamsız sabahsız daldılar Aden Bahçesi ne... Onlar Ölümün İki Yakasında gidip geldiler. Yaşam ile ölüm, düş ile gerçek arasındaki puslu vadide, vahşi mayınların üzerinde sınıra vurdular, sınırsız vurdular.
Çünkü habercilik sınırı zorlamaktı; canevinden yaralı bölge insanının derdine deva olabilecek hayat iksirinin peşinde, demir çarıklı dervişler misali koşturmaktı...
Gerçeği ararken, Diyarbakır qırıxı, Urfa ilinin isotçusu gibi pervasız, fedakar, cesur ve atılgan davrandılar.