´´...Sonunda ben onlara taşra mesenleri ünvanını verdim, neredeyse bir karnaval nişanı gibi; benim acı şakamı ciddiye almışlardı. Esaslı yolculuklar yapıp bu esaslı yolculuklarda her açıdan kendilerini düzeltebileceklerken, akla gelebilecek en esaslı yolculukları yapabilecek paraları da varken, zamanlarını ve dolayısıyla onlarca yıllarını, o birinci sınıf denen şeyi kopya etmek ile, aristokrat olma isteği ile geçirdiler. Aristokrat kopyacıları olarak, kuşkusuz iyileşmek istemedikleri için, hiçbir şeyin onları iyileştiremeyeceği aristokratlık kaçıklıkları içinde mahvoldular, diye düşündüm.´´
Odun Kesmek, yaşanmış zamanlar arasındaki gelgitlerle bir hesaplaşmanın ağır gerçekliğinde anlatımın derinliklerine çekici bir davet.
Thomas Bernhard, kendisinin tüm halleriyle baş döndürücü bir saydamlıkla yüzleşirken, Viyana sanat çevrelerinin ikiyüzlülük ve yapaylıkla örülü dünyasının üzerine bir dostunun intiharının açığa çıkardığı öfkeyle gidiyor.
Thomas Bernhard, ´´rahatsız´´ varoluşunun ötesindeki düzlüklerin genişliğinde bir açıklık.