Bu kitapta yer alan dizi yazıların tarihleri epeyi eskilere, bir bölümü ´60´lı yıllara bir bölümü de ´80´li yılların başına dayanır. O yılların Türkiye´si, bugünün Türkiye´sinden çok daha farklı mıydı; o yılların yaşam düzeyi, toplumsal etkileşim, gelir dağılım, nüfus artışı, istihdam sorunu, insanlar arasındaki karşılıklı siyasal iletişim daha mı ileri ve iyi idi, yoksa daha mı geri ve kötüydü? Burada yakın geçmişin kimi zaman acımasız ve sert, kimi zaman da insanın acıyla gülümsemesine yol açan çeşitli toplumsal olgularına tanık olacaksınız. Bir başka tanıklığınız da; kıyaslamalar sonucunda aradan onca zaman geçmesine karşılık, yine de toplumda bir çok şeylerin değişmediği gerçeğine olacaktır. Değişen (o da belki) araçlardır, araçların çağa uygun biçimlendirilmişlikleri, o kadar.
2000´li yıllara varmış ve dünya sahnesinde çok uzun tarih geçmişine sahip bir toplumun hala çağdaş yapılanmadan uzak duruşu neye yorulmalı, bilinmiyor. Düşündünüz mü acaba; tiyatroya karşı tutum, yetkililerin gözünde bugün de aynı tutum değil midir? Sinema konusunda niçin hala seyirciyiz? Otuz ya da kırk yıla yakın bir geçmişten çıkagelen bu anı-söyleşilerin her şeye karşılık, şimdi bile geçerliliklerini ve güncelliklerini koruyor olması... o söyleşileri yapan için hüzün vericidir. Dünya değişirken ülke ve toplum olarak bizim hala yerimizde saydırılmamız, evrensel bir suç değil de nedir?
(Önsöz)