Aklıma gelen her şeyden korkuyorum! Portmantoya asılı paltolardan, bebeklerden, televizyon dizilerinden, estetik ameliyat geçirmiş yüzlerden, bahçe hortumlarından, aşktan, fotoğraflardan. Dehşetin bu denli şiddetlisi bir ilk, bünyem için; kendimi bir türlü toparlayamıyorum. Bir damlacık aklım da başımdan gitsin istemiyorum. Nişan fotoğraflarındaki iblislerin sadece fotoğraf kâğıdı üzerinde durmadıklarına, negatiflerinin de üzerinde yaşadıklarına inandırmışım kendimi. O negatifler, meçhul bir yerde yeniden tabedilmek üzere var oluşuma şantaj yapmak için eski kopyaları yok etmemi bekliyorlar sinsice. Damağım kuruyor, avuçlarım terliyor, kollarım uyuşuyor. Onlara yataklık eden küçük, sarı kutu, kilitli kapının ardında bekliyor. Kucağıma yatırdığım iri başlı bir sopayla birlikte, korkunç akıbetimi ertelemek için karmaşık hikâyeler yazmaktan başka bir çare bulamıyorum. Onlara son bir kez bakabilmek için gerekli olan cesareti içimde biriktiremiyorum. Geçmişimin karanlığını ve onun gönüllü zebanileri olan nişan fotoğraflarını zihnimden söküp atmalıyım. Yılanlı sarmaşıklarla kaplı bu duvarı yıkmalıyım. Bu gece hiç durmadan yazmalıyım. Yazmalıyım, çünkü ben yaşamımda daha önce hiç bu kadar çok korkmadım!
(Arka Kapak)