Adamsberg kahvesini bitirdi, elini çenesine dayadı. Komiser, kendi kendini anlamamaya alışkındı, ama bu sefer ilk kez kendisinden tamamen firar ediyordu. İlk kez, birkaç saniye için de olsa, diğer tarafa geçiyordu, sanki tanımadığı biri bedenine girip kumandayı ele alıyordu. Bundan kesinlikle emindi: tanımadığı biri vardı içinde. Aklı başında bir insan, Komiser´e bu düşündüklerinin saçma olduğunu ve bunun gripten ileri gelen bir sersemlik hali olabileceğini söylerdi. Ama Adams-berg´in gördüğü, iyiliğini hiç mi hiç istemeyen bir yabancının kısa süreliğine bedenine girdiğiydi.
(Arka Kapak)