Masalcı anlatmaya devam etti:
Karşılık göremeyen aşkı için Oğultanrı, kanlı gözyaşlarını hala akıtıp durur. Onun suyundan içenler, az da olsa tuzlu olduğunu bilirler. Ona bu tadı veren kendi suyuna, ardından denize cömertçe akıttığı çaresiz yüce aşkın kekremsi ve kutsanmış gözyaşlarıydı. Oğultanrı`nın denize kavuştuğu günden itibaren başka nehirler de denize kavuşmak istemiştir. Çünkü, denize kavuştuklarında tanrılaşacaklarını, o günden sonra, artık çok iyi biliyorlardı...
İnsanlar, Oğultanrı`nın gözyaşı tadında olmasının nedenini anlamamış, öğrenmemiş olsa da, ilk zamanlar ona tuzlu su anlamına gelen bir ad vermeyi bilmişlerdi: Halys.
Onu bugün de çok seviyorsak, çevresinde yarattığı bereket kadar, belki de ondan çok, sonsuza kadar aşkına bağlı kalacağını bilmemizdendir.
Çünkü, aslolan aşktır ve o, her şeydir.
`Karabüyülü Uyku` ve `Cimri Kirpi` adlı romanlarıyla kendine özgü bir yazı dili ve biçim kuran Vecdi Çıracıoğlu`nun, ilk öykü kitabı olan `Nehirler Denize Kavuştuğunda` yerelle evrensel bir araya getiren, hem temaları hem de diliyle göz dolduran bir öykü seçkisi...
`Öteki`yle yüzleşmeye hazır mısınız?