Müzik bilimi 20. yüzyılın ilk yarısında büyük bir gelişme göstermiştir. Bu gelişme yalnız bilgi hazinesini genişletme ve araştırma alanlarında değil, hiç de küçümsenemeyecek bir önemi olan halka yayma alanında da olmuştur. Gene de bazı eksikliklerin bulunuşuna şaşmamak elden gelmiyor. Bu eksikliklerden biri de müzikteki biçim ve türleri topluca gösteren çalışmaların yokluğudur. Herhangi bir biçim ve tür üzerinde bilgi edinmek, onun gelişimini öğrenmek isteyen bir kimse ya bir genel sözlüğe başvuracaktır (ki buradaki bilginin tam olması beklenemez) ya da müzik tarihlerini, bestecilik el kitaplarını, estetik kitaplarını, belirli konuları ele alan kitapları karıştırmak zorunda kalacaktır. Bu küçük kitap bu boşluğu dolduracağını öne sürmüyor. Böyle bir şeyi istese de eni boyu bunu gerçekleştirmeye yetmez. Üstelik yazarı bir müzik bilimcisi ya da bir estetik uzmanı da değil; sadece bir besteci. Bunca geniş ve karmaşık bir konu üzerinde en değerli görüş bir sanatçının görüşü müdür? Bu da üzerinde durulmaya değer. Ayrıca, biçim sorunlarının teknik yönden ele alınması da istenmemiştir; bu, uzun çözümlemeleri gerektirirdi. Verilmek istenen şey her biçimin ve türün en açık çizgilerle tanımlanmasının yapılması, tarihsel bir özetinin verilmesi ve yapısının incelenmesidir.
(Arka Kapak)