Dünya okurlarınca geleceğe kalacak elli yazar arasında sayılan Aslı Erdoğanın ilk öykü kitabı: Mucizevi Mandarin. Yalnızca Türkçede değil çevrildiği yabancı dillerde de aynı ilgiyi uyandırmış bir kitap. Hoyratlığın karşısındaki ince ve güçlü bir direnç
Yitik gözün boşluğunda
Mektup, size
Giderken
Aynanın dibine yolculuk (imgeler)
Unutulmuş topraklar
Geçmiş ülkesinden bir konuk
Bir aşk öyküsü
Hüzünlü kahveler
Mucizevi mandarin
Sırp lokantası ve Michelle
Varlık
Gökyüzü
Unutulmuş topraklar
Yaşlı ve çirkin bir mandarin, karşılığını parayla ödeyeceği zevk gecesi için olağanüstü güzel, ama taş kalpli bir fahişeye gitmiş. Sabaha karşı, yaşlı adamın uykuya dalmasını fırsat bilen genç kadın, soyguncu dostlarını çağırmış. Ne var ki mandarin, tilki uykusundan fırladığı gibi olanca gücüyle karşı koymaya, dövüşmeye başlamış. Haydutlar hem kalabalık, hem de işinin ehliymiş. onu kolayca köşeye sıkıştırmışlar. Ancak ne kadar vururlarsa vursunlar, bu zayıf, çirkin bedende yara açılmadığını, can alıcı darbelerin iz bırakmadığını görmüşler. Bıçaklarını, kılıçlarını çekmişler, ama en keskin bıçak, en acımasız kılıç bile mandarine hiçbir şey yapamıyormuş. Sonunda korkup kaçmışlar. Dövüşü izleyen kadın, yaşlı adamın mucizevi gücünden etkilenmiş, bir kez daha, bu sefer aşk adına sevişmek istemiş. Onu hayranlıkla, arzuyla, şefkatle okşamaya başlamış. Gelgelelim güzel kadının her donuşunda mandarinin bedeninde yeni bir yara beliriyormuş, dövüşün, darbelerin, bıçakların, kılıçların açtığı yaralarmış bunlar. İçten bir ilgi ve şefkat görene dek gizli kalmışlar. Sonunda mandarin kanlar içinde kadının kollarında yığılmış, ölmüş. Bir zamanlar izlediğim Mucizevi Mandarin adındaki bir balenin, eski Çin efsanelerinden alınma öyküsünü, ilk sevişmemizden hemen sonra Sergio ya anlatmıştım. Nedense anlattıklarımdan pek hoşlanmadı, ama bu öykü benim en sevdiklerimden biridir.