Bana göre sosyoloji, toplumsal yaşamımızın anlaşılmaz yönlerini anlaşılır kılmaya, açıklamaya yardımcı olmalıdır. Bu nedenle görünüşte paradoksal olan ´Bir Dâhinin Sosyolojisi Üzerine´ altbaşlığını seçtim. Amacım elbette ki bir dahiyi yok etmek ya da onu indirgemek değil, onun insana özgü durumunu anlaşılır kılmak ve belki biraz da Mozart´ınki gibi bir yazgıya engel olmak için ne yapılabilirdi, sorusuna bir parça açıklık getirebilmektir. Elias, ´dâhi´ kavramını henüz tanımayan bir toplumda ´dâhi´nin yaşadığı karşıtlıkları saptarken, doymak bilmeyen bir sevgi ihtiyacı duyan Mozart´ı insana özgü nitelikleri açısından ele alıyor. Kısacası, iki sosyal dünya arasında -saray aristokrasisi ve burjuvazi arasında- hareket eden bir dâhinin, Mozart´ın sosyolojisini anlatıyor.