Maurice Barbier, elinizdeki kitapta, çağdaş dünyanın gerek din-siyaset ilişkilerinin belirlediği pratik yumaklarına, gerekse bu pratikler çevresinde yoğrulan düşünüm çabalarına matris (rahim) teşkil etmiş olan 16. yy`dan , 20. yüzyıla kadarki zaman diliminde yaşamış Luther, Calvin, Machiavelli, Montesquieu, Hobbes, Spinoza, Rousseau, Locke, Comte, Marx, Gramsci... gibi yirmi kadar düşünürün bu konudaki görüş ve tasavvurlarını dört ana yaklaşım (dinsel, araçsal, liberal, eleştirel) şeklinde tasnif ediyor; bunu da bu tasavvurların orjinalliklerini hesaba katarak ve tarihsel bağlamlarına atıflar yaparak aralarındaki geçiş, çakışme ve kesişmelere dikkat çeken bir ihtiyatlılık yedeğinde gerçekleştiriyor. Barbier, tarihin ve bu sorunlar üzerine kafa yormuş olanların dolayımına başvurmak suretiyle, din ile siyaset arasındaki ilişkilere dair temel kuramsal modelleri gerçekte yaşandıkları ve zihnen sistemleştirildikleri halleriyle ortaya sermeye çalışıyor. Bu modellerin çözümlenmesi yalnızca tarihsel bir ilginin konusu olmanın ötesinde din ve siyaset arasındaki ilişkilerin oluşumunu, yapısını ve evrimini anlamak ve halihazırda bürünebilecekleri biçimleri kavramak açısından bugün dahi temel bir öneme sahiptir.