Bu kitapta, imge atığından söz ederken, onun sürdüğü izi ve açık tuttuğu geleceği sezinleyebilmişim. Ama bana bağlı olan bir sezi değilmiş bu, her gerçek sanat yapıtının, yapıt ardında yapıt olmayan şeyi gözler önüne sermesinden kaynaklanan bir seziymiş sanki. Mithat Şen yapıtının, evrenin yarattığı biçimlere değil de, evrenin yaratma biçimine öykündüğünü söylerken de doğru bir şey söylemişim: yapıt, kendini aradan çekmeyi göze aldığı için kişiyi yapıt olmayan o şeyin içine alıyor. Bu söylediğimi dile getirmenin imkansız olduğunu biliyorum, her gerçek sanat yapıtı gibi kendinden söz etmiyor yapıt, varolanı kendine iade ediyor.