Nankörlükten korkarım: Kelimelerle uğraşarak geçirilmiş bir çeyrek yüzyılı kaybedilmiş saymıyorum; ne var ki kelimelerle oynamanın, meselâ marangozluğa adanmış bir ömre nisbetle daha az zahmet ve çile gerektirdiğini biliyorum. Kelimeler bedavadır, toptancısı, komisyoncusu, vergisi, irsâliyesi, işçisi, patronu, depolama derdi yoktur; onlar hep oradadırlar; ben sadece kelimeleri seçip sıralayarak işin kolayına gittim.
Yazmak tek kişilik eylemdir; başlangıcından sonuna tek kişinin emeği ve iradesiyle kelimelerle biçimlendirilmiş bir inşâda bulunmak mümkün. Bu yüzdendir ki komisyon çalışmalarına hiç inanmadım ve o yüzdendir ki içerdeki yazılardan beğenmeyecekleriniz de bana aittir. Bu yaklaşım tarzı zamanla bende bir şahsiyet unsuru haline geldi ve kireç tutmaya başladı; yazarlık nasıl tek kişilik bir oyun ise fikrî ve siyasi tutum takınmakta da kendi selahiyet ve sorumluluklarımla başbaşa kalmayı seçtim. Bu yolun, insanı giderek yalnızlaştırması kaçınılmaz bir netice ama yalnızlık da izâfi bir şey; bu mânâda yalnızlık, dostsuz, arkadaşsız, hemfikirsiz kalmak değil elbette.