Geleneğin hikmetiyle günümüzün gerçeği Meselada buluşuyor.
Doğu kültürü sosyal hayatı hikâyelerle harmanlamayı, kuşaktan kuşağa aktarırken büyük veya küçük hikâyeler üzerinden ilerlemeyi sever. Bazen kulağımızdan kısa bir hikâye girer, zihnimize veya kalbimize yerleşir, benliğimiz ile özdeşlik kurarak bize bir ders verir. Modern zamanlar maalesef bu devamlılığı bozdu ve bizi o tür medeniyet taşıyıcı hikâyeciklerden, mesellerden mahrum bıraktı.
Bu coğrafyanın ve medeniyetin bağrında özenerek ve göz nuru ile üretilen iğne oyaları maalesef ucuz pahaya feda edildi. Ve şimdi bazısını restore veya tamir etmeye, kimisinin imitasyonunu yapmaya, kimisini de inşa ve ibda usulüyle yeniden üretmeye mecburuz.
Bu mecburiyete dikkat çeken İskender Pala, Mesela diye okumaya başlayacağımız doksan dokuz hikâye sunuyor bize. Her bir hikâye mutlakalarımız ile keşkelerimiz üzerine yeni bir bakış açısı getiriyor. Bazen bizi eski zamanlara götürüyor, bazen güncel sorunlara farklı bir gözle bakmamızı sağlıyor, en çok da çevremizi ve kendimizi tekrar tanımamıza
kapı aralıyor.
Usta kalemiyle geleneğin hikmetlerini ve günümüzün tecrübelerini güncel bir üslupta buluşturan Pala, okuyucularına eğlenceli ve yararlı bir okuma serüveni vadediyor.