İlk olarak 1985 yılında yayınlanan Merhamet Sokağı, her bakımdan modern, yayınlandığı dönemin bir tabusunu yıkan, eşcinsellik konusunda yazılmış, bilinen ilk roman. Bunun yanı sıra, yazar, klasik-modern karışımı bir kahraman yaratmış: Sevdiği beyaz delikanlıyı öldürerek tutkunun tutsaklığından kurtulan, eşcinsel bir Othello! Böylesine olgun ve şaşırtıcı bir romanın yüz yıl önce yazılıp yayınlanmış olması, roman sanatı bakımından önemli bir uğrak. Ama romanın daha önemli bir özelliği var: Sanki bugün yazılmış gibi...
Romanın kahramanı, Bom-Crioulo adında bir zenci. O dönemin Brezilya`sında makbul olan zenci, toplumun kendisine verdiği çok mütevazı yerle yetinmesini bilen, çok uysal bir zencidir; yani televizyondaki Brezilya dizilerinden, `Köle Isaura`dan tanıdığımız zenci. Oysa Adolfo Caminha`nın yarattığı zenci geleceğinm siyahıdır. Boyun eğmeyen, akıllı, güçlü ve beyazlar karşısında aşağılık duygusu taşımayan, eşcinsel bir siyah! Yazar bununla da kalmaz: On yedi yaşındaki bir beyaz muçoyu bu kahramanın karşısına yerleştirir.
Caminha, böyle bir konuyu işlemesine karşın, zamanın koşulları gereği, evrensel edep ve haya çizgisini zorlamamış, buna karşın, aralarında Portekizli dilber Dona Carolina da olmak üzere, üç kahramanın iç dünyalarını modern ve naif bir yetkinlikle işlemiştır.
`Merhamet Sokağı`, ilk yayınlanışından bu yana geçen yüz yıla yenilmemiş, daha nice yüzyıllara karşı koyabilecek yeni bir roman.
(Arka Kapak)