Mercan yığınları ile ada arasında doğal bir koy oluşmuştu. Fırtına buradaki suları etkilemiyordu. Fakat gemimizin girmesine olanak vermeyecek kadar dar bir koydu bu.
Herkes filikaya, diye bağırdı kaptan.
Tayfalar buyruğu yerine getirdiler. Koca gemiyi çatırdatan fırtınada küçük bir filikanın deniz üstünde kalmayacağı, suya iner inmez denizin onu yutacağı belli bir şeydi. Fakat başka bir çıkar yol da yoktu...
Jak bana ve Peterkin'e doğru koştu, fırtınanın uğultusundan güçlükle duyabildiğimiz bir sesle:
Çocuklar!... diye bağırdı. Filika zaten hepimizi almaz. Büyük bir kürek bulup kendimizi ona bağlayalım. Filika devrilecek, ama kürek batmaz. Akıntı onu ve onunla birlikte bizi kıyıya sürükleyecektir. Eğer oraya kadar boğulmadan ulaşırsak kurtulduk demektir.