Kötülüklerden şikâyet edip onlara çare arama yerine, çaresizliğin bir ifadesi olarak dilimizde iyice yer etmiş bir söz vardır: Bu işi ancak Mehdî halleder veya işimiz artık Ahir Zaman Mehdîsine kaldı. Bu sözler çok defa çaresizlerin çaresi; ümitsizlik içinde çırpınanların teselli kaynağı olur. Kimdir bu Mehdî? Çıkacak mıdır? Dinimizde Mehdî`nin çıkacağına dair bir inanç var mıdır?
Bu soruların cevabını açıklıkla ve birbirlerine benzer şekilde çok defa veremeyiz. Çünkü Mehdî hakkında şöyle veya böyle bilgi sahibi olanlarımız hemen hemen peşin bir fikir ve inançtan hareket ederler. Söz gelişi Mehdî`nin çıkacağına inananlarımız artık bütün okuduğunu veya elde ettiği vesikayı kendi inancını desteklediği müddetçe muteber sayar. İnanmayanlar da aynı şekilde...
İşte bizi bu konunun araştırılmasına sevk eden âmil, -Türkçe`de bu konuya hasredilmiş bir araştırmanın olmayışı yanında- Mehdîlik hakkında hakikatı insaflı ölçüler içinde ortaya çıkartma düşüncesi olmuştur.