´Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan Osmanlı İstanbulu´ndan Bir Köşe Tatavla isimli kitabımın kısa bir süre içinde Türk ve Yunan basının ilgi odağı haline gelmesi beni şaşarıtmadı desem yalan olur. İstanbulluların şehrin yakın geçmişine gösterdikleri bu ilgi, beni yine Rum ağırlıklı bir semt olan Mega Revma (Arnavutköy) ´ya yöneltti.
Evliya Çelebi´nin ´Lebi deryada bağlı bahçeli mamur haneleri vardır ki, cümle Rum ve Yahudiye mahsus olup; cami, imaret yoktur. Cemaati müslimi gayet azdır.´ dediği Arnavutköy´ün geçmişi ile ilgili bu kitapta da Rumlar bu köyün kurucuları ve yerleşik eski halkı olarak ön plana çıkmaktadır.
Ben yazdığım semtlerin artık tek düze olan bugününden çok, hızla unutulmakta olan geçmişleri ile ilgilenmeyi sevdiğim için, burada da hikayeyi 1955/1960´larda bitirmeyi uygun buldum. Bu aynı zamanda Rum Arnavutköy´ün sönüp, Türk Arnavutköy´ün yükselişi olan sembolik ve tarihi bir dönüm noktasıdır.´