İnsanoğlu özgürleşme mücadelesini aklının üzerine kurmaya çalışsa da bu mücadeleyi tetikleyen şey arzulardır ve arzular düşlerden doğar. Düşler özgürleşme mücadelesinin yeterli olmamakla birlikte zorunlu koşuludur. Özgürleşmiş insan bir düşü olan ve bu düşü gerçekleştirmiş insandır.
İnsanlığın özgürleşme tarihinin büyük küçük tüm adımları düşlerin verdiği cesaretle atıldı. Günümüzün atomize olmuş ve yabancılaşmış insanı ise düş kurmaktan tümüyle vazgeçmiş durumda. İçinde yaşadığı yıldırıcı ve düş kırıklıklarıyla dolu atmosfer nedeniyle düş kurma işini televizyona bırakıyor. Televizyon ise paketlenmiş düşler ve yalancı bir özgürlük hissiyle günümüz insanını gerçek düşlerden uzak tutuyor ve esaretini kemikleştiriyor.