Elimizdeki kitap, sağlı sollu burjuva politikalarının daha da çürüdüğü, yeni aktörlerini aradığı, gericilik döneminde siyasal-ekonomik krizin aşılamadığı koşullarda, Devrimci ve Marksist Sol Kadroların görev ve sorumluluklarını gündeme getiriyor.
Kitaptaki polemikler, Marksist Sol Yığınağı Nereye Yapmalı? sorununu irdelerken Devrimci Hareketin içinden ve dışından kuşatılmasında rol üstlenenleri açığa vurmayı da amaçlıyor.
Marksizm´in yorumu ve teorik yeniden üretimi temelindeki eylemlerimizde teori/pratik anlayışlarımızı, siyasî tecrübelerimizi sistematik bir bütünlük ve doğrultuda buluşturup birleştirmek zorundayız. Devrimci ve Marksist iddialı hiçbir birey, grup, çevre ve örgüt teori/pratiğini tek tek yanyana koyamaz; her devrimci birim birbiriyle ilgili ve birbirlerine bağlılık içinde olduklarını, diyalektik çelişki ve bütünlükleriyle birbirlerini etkilediklerini kavramak ve öğrenmek zorundadır. Çürümüş burjuva politikaları karşısında Kriz nasıl aşılabilir? diye kafa yormayan, bu türden çabalar içinde Yığınağı nereye yapalım? diye bir arayış ve yönelişe girmeyenler sistemin giderek daha fazla baskı, sömürü ve terörüne yardım etmiş sayılırlar. Devrimci Hareket içinde tek tek duranlar kapitalist sistemin devrimci yoldan yıkılarak aşılmasını; burjuvazinin gerçekleştireceğini umdukları tek tek gerici reformları (politik doymuşluk ve çeşitli tatmin anlayışlarıyla) boşuna beklemiş olurlar...
Devrimci mücadelede düşünce ve deney aktarımı, kadroların belli bir stratejik doğrultuda buluşup kaynaşmaları, kolektif aklı, bilinci ve eylemi örgütleyecek olan PARTİ´de, tarihsel-sosyal ifadesini bulur ve cisimlenir. Burjuva baskı, sömürü ve terörü altında çıkış hattı arayanların örgüt disiplini kazanarak emek-güçlerini buluşturup bütünleştirme başarısı gösterenler etkili ve tarihsel-sosyal ilerleyişin koşulu ve öznesi olurlar.