Yazar ile esin perisi arasındaki çarpaşık ama aynı zamanda şiddet ve sevecenlik dolu o kadim ilişkiyi anlatıyor Mantissa´da Fowles. Perinin sanatçıyla ilişkisi yoğun bir tensellikle donanmış olsa da, var olan yaşantı çok daha karmaşık bir duygusal gelgite dönüşüyor. Fransız Teğmenin Kadını, Yaratık ve Büyücü gibi başyapıtları arasında sayılabilecek bu romanında, Fowles alaycı ve acımasız bakışını bir fener gibi okuruna gözüne tutarken sorular soruyor, sorduruyor: Yazar esinini alıp edebi bir forma dönüştürürken periye ödenen bedel nedir gerçekte? John Fowles Mantissa´da ördüğü ince ama güçlü ağda edebiyat, aşk ve erotizmi farklı düzlemlerde karşı karşıya getirirken okuru düşündürdüğü gibi, eğlendirmeyi de elden bırakmıyor.
Bir hastane odasında yatan romancı Miles Green hafızasını yitirmiştir. esin perisi Erato ise sırayla sevecen bir doktor; onu anti-feminist, burjuva elitisti olmakla eleştirip edebi suçlarını sayan bir punk; bir geyşa; otoriter bir orman perisi olarak sahneye çıkar Green´in yarı bulanık dünyasında.