Veba, kızıl, kızamık, çiçek gibi salgın hastalıklar ve kıtlık, kuraklık
gibi felaketler tarih boyunca milyonlarca kişinin ölümüne neden
olmuş, yenilmez sanılan orduları durdurmuş, toplumsal ilişkilerimizi,
yakınlarımıza, sevgilimize karşı davranışlarımızı biçimlendirmiştir. Ne
var ki bu kitlesel ölümler durduk yerde, kendiliğinden başlamamış,
salgın hastalıklar davetsiz misafir gibi aramıza girmemiştir; mikropların
kitlesel ölümlere yol açan canavar rolünü üstlenmeleri için insanlar
ellerinden geleni yapmışlar, ölümler başladıktan sonra ise hiçbir şey
yapamamışlardır. Bakteriler ve mikroplar açısından bir dünya tarihi
niteliğindeki Mahşerin Dördüncü Atlısı'nda Andrew Nikiforuk, toplumsal
hayatın hastalıklarla yakın ilişkisini çevreci bir bakışla inceliyor, dünyamızın
en eski sakinleri olan mikro-organizmalarla barış yapmamızı öneriyor.
Modern insan ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ne üstorganizmayı yenebilir,
ne Dördüncü Atlı'yı kandırabilir, ne de salgınların tarihteki dirençli
varlığını inkâr edebilir. Birinci Atlı'nın, Umut'un ebedi nal seslerine de
kulaklarını tıkayamaz.
ANDREW NIKIFORUK
Sarsıcı, renkli bir eser.
THE OBSERVER
Salgın hastalıkların tarihi hakkında olağanüstü bir kitap... Sıradışı ve
aydınlatıcı.
NEW SCIENTIST