Romanları çok satanlar listesinden inmeyen, ödüller alan, 30 dile çevirilen, sinemaya ve tiyatroya aktarılan Zülfü Livaneli, Leylanın Evinde her biri ayrı bir dünyadan gelen insanların hayatlarını bir İstanbul romanında kesiştiriyor
Boğaziçinde Bosnalılar Yalısında doğup büyümüş paşa torunu Leyla Hanım, yalının yeni sahibi Ömer Cevheroğlu tarafından sokağa atılır ve mahallenin çocuklarından gazeteci Yusufun Cihangirdeki bekâr evine sığınmak zorunda kalır. Yusufun sevgilisi Rukiye (sahne adıyla Roxy), Almanyada peep showlarda modellik yapmış, hip-hop tarzı müzik yaparak yırtmaya uğraşan bir Almancı kızıdır.
Leyla Hanım, yalının yeni sahipleriyle görüşmeye çalıştığı bir gün, Ömer Beyin babası, Kadızade Konağının emektar vekilharcı, dört kuşaktır konaklarda hizmetkârlık yapan bir aileden gelen Ali Yekta Bey ile tanışır.
Her biri ayrı bir dünyadan gelen bu insanların hayatlarının kesişmesi, onları hem kendilerini hem de birbirlerini değiştirecekleri, kimi zaman acılı kimi zaman eğlenceli bir sürece sokacaktır.
Leylanın Evi, bir yanıyla da ev üstüne bir roman: Çünkü imparatorluk yıkılırken bütün Osmanlı tebaası acı çekti ve herkes birbirinin evine yerleşti.