1947 yılının Haziran başlarında, beş-on İngiliz turist, Girit adasında yeni keşfedilmiş Cefalu labirentini dolaşmak üzere, Yunan rehberin önderliğinde labirente giriyorlar. Ama beklenmedik bir göçük sonucu bir mağarada kapalı kalıyorlar. Kazadan kurtulanlar için bir çıkış yolu arayışı başlıyor. Labirentin o karanlık, bilinmeyen yeraltı dünyasındaki ürkünç yolculuk, parlak Yunan güneşinin altındaki aydınlık dünyada son bulduğu zaman, simgesel bir anlam kazanıyor. Labirentten çıkış yolunu bulan bir karı-koca, önlerinde hiç hazır olmadıkları, tuhaf ama yepyeni bir hayat seçeneği buluyorlar.
Lawrence Durrell hayranlarının severek okuyacakları bir roman. Durrell`in yazarlık hayatının ilk döneminde, 1947 yılında, Dörtlüden çok önce kaleme alınmış Labirent, ama İskenderiye Dörtlüsünün , Avignon Beşlisinin daha o zaman yazılmaya başlandığı görülüyor. İzlekleri, kişileri, soruları, savları, biçemiyle aslında Durrell`in başından beri tek bir roman yazmış olduğunu düşündürüyor. Yine gizem dolu, gerilimli, sürükleyici, yanardöner bir öyküyle büyülüyor bizi.
(Arka Kapak)