Yirminci yüzyılla birlikte dünya siyasetine yön verenler artık bir cihan savaşının kaçınılmaz olduğuna inanmışlardı.
Bu emperyalist savaş Doğu´da yapılacak; ama Batı´da kazanılacaktı. Hazırlıklar başlamıştı. Ameliyata hazırlanan doktorun, hastayı tıbbi tahlillere tabi tutması gibi, köstebekler Şark´ı elinde bulunduran Osmanlı Türkiyesi´ne dağılmışlardı.
İstihbarat servisleri arasında en güçlü alanı, görünüşte, Britanya İmparatorluğu idi. Genellikle Entelijans olarak anılan İngiliz İstihbaratı Savaş, Dışişleri ve Hindistan Bakanlıklarının ayrı ayrı oluşturdukları ünitelerce yürütülüyordu.
1914´te cihan harbi patlak verir. Ajanlar, Osmanlı´yı terk ederlerken, Almanya ile ittifak yapan Babıali, bir de cihad ilan eder. Entelijans´ın ayaklanmalar senaryosu ters tepmiştir. Bu defa Araplar, Halife´nin çağrısına katılırken, İngiltere, bu mesajın sömürgelerindeki Müslüman halkları da ihtilallere sevk edeceğinden kuşkulanmaya başlamıştır.
Teşkilat-ı Mahsusa, Sultan Hamid´den devraldığı hafiye örgütünü sınırdışına sevketmiştir. Fedailer, Kafkasya´ya, Orta Asya´ya hatta Hindistan´a nüfuz etmektedirler.
Osmanlı istihbaratı, Avusturya ve Alman gizli servisleriyle işbirliği içindedir.
Bu kitapta Osmanlı ülkesinde -özellikle kutsal topraklarda- yürütülen casusluk ve karşı casusluk faaliyetlerini ve kahramanlarını bulacaksınız.
(Arka Kapak)