Sarsılan kayığın ortasında balık tutmakla uğraşan balıkçı, değneğine dayanmış bir çoban ya da sabanın başındaki çiftçi kuşları gördüğünde donakaldı ve havada gezinebilen bu varlıkların tanrı olduğunu düşündü.
Ovidius´tan beri kuşlar hakkıda ne öğrendik?
Evet, belki tanrı olmadıkalrını... Büyük yatırımlar, inanılmaz çabalar sonucunda mucizevi aygıtlar elde ettik. Ama, kuşların varoluşları boyunca göç ederken, avlanırken bu aygıtların işlevlerini kullandığını bilirsek ne hissederiz?
Hubert reeves, kuşlara duyduğu hayranlıktan yola çıkıp, bilimsel gerçekliklere şiirselliği birleştirerek içinde yaşadığımız Evren´in karmaşasını aralıyor. Gökle, yıldızlarla, ayla aramızdaki bu harika varlıkların dünyalarından, onların kanatlarıyla bilimeyene yükseliyor.