İnsan gerçekliğine bu kez dolaysız yolla akıl bozukluğunun çarpık bakış açısından yaklaşmak istedim. O yüzden öyküler, kurgu ve dil yer yer eğildi, büküldü, biçimsizleşti. Hayal ürünüyle gerçek, olağanla olağandışı birbirine karıştı. Sonunda kendine özgü bir biçem oluştu. Biçemin de dilin de tek bir ereği var: Güzel bir romana bürünüp karmaşa içindeki yalınlığı avlayabilmek.
- Kaan Arsanoğlu-
Kaan Arslanoğlu için roman farklı yaşam seyirlerinin denendiği bir laboratuvar gibi. (...) Yazar belirli bir basınç uygulandığında insanlara neler olduğunu gözlemliyor: Ne kadar dayanıyorlar, ne zaman değişmeye başlıyorlar, hangi yönde gelişim gösteriyorlar? Yazar laboratuvar şefi olarak tepki biçimlerinden yalnızca bireyler hakkında çıkarım yapmakla kalmıyor, (...) ayrıca kendilerinin veya birbirlerine davranışlarının değişmesiyle oluşturdukları toplumsal ilişkilerin de yeni baştan düzenlenip düzenlenmediğini öğrenmek istiyor.
- Karl Markus Gauss-
Frankfurter Allgemeine Zeitung