Rekabet kıyasıya artmış. Pazar daralmış. Bilgi çok daha hızlı dolaşıyor. Sorun çözme, yerini yenilikçiliğe ve yaratıcılığa bırakmış. Ürünlerin ve hizmetlerin birbirine benzemesi ile birlikte maddi değerlerden öte duygusal faktörler ortaya çıkmış. Üretim, finans ve iş süreçlerinin yanında iletişim süreçlerini de startejik olarak yönetmek zorunluluk haline gelmiş.
Bu ortamda hissedar, yatırımcı, müşteri, tüketici, tedarikçi, çalışan ve kamuoyu gibi kurumu etkileyen ya da durumun yaptıklarından etkilenen sosyal paydaşların her an tercihlerini değiştirebileceğini biliyoruz.