Kürt sorununun, Türkiye´nin gündeminden çok uzaklarda olduğunun düşünüldüğü bir dönemde, TRT Dış Haberler Müdürlüğünün, personelini bilgilendirmek amacıyla bastırdığı bu metinde, İran eski genelkurmay başkanı Hasan Arfa, bizi, Perslerin, Asurların, Arapların, Moğolların, Türkmenlerin, Safevilerin, Osmanlıların savaşlarının ezdiği, sıkıştırdığı bir tarihe; çalkalanmalarla, kırımlarla ve en çok ta ihanetle dolu, talihsiz bir labirente sokuyor.
Bilesin ki, tarih, gerçekte, toplumsal hayat ve bu hayatın doğal yapısında belirmiş durumlar hakkında bilgi vermektir diyordu İbni Haldun 600 yıl önce, Marx´ın da yakınlık duyduğu İbni Haldun, toplumları yaşayan bir organizmaya benzetmiş, doğumlarını, yaşamlarını ve ölümlerini tanımlamıştı.
Birinci dönemde, toplumlar, kabile düzeni içinde yaşarlardı. İhtiyaçlarının ve geleneklerinin dışında yasaları olmazdı, barbardılar.
Onu fetihler izlerdi. Dağlı Barbarlar yerleşik uygarlığı talan eder dillerini onlara kabul ettirirken, başta devlet olmak üzere onların kurumlarını ve kültürlerini devralırlardı.
Üçüncü aşama ise sürecin karmaşıklaşması ve derinleşmesiydi. Bu aşamada gelişme vardı; yeni bir barbar dalgası uygarlıklarını sarsıncaya kadar... Tarihte önemli bir nüfusa sahip olmasına rağmen bu genellemeye uymayan iki halk oldu... Keltler... Kürtler... Bu kitap, bunun nedenlerini kavrama yolunda bir giriş olarak algılanmalı.
(Arka Kapak)