Mânevî sahadaki boşluk, insanımıza bir altüst oluş dönemi yaşatıyor. Halkımız bir arayış içinde çırpınıyor; aradığı gerçek değerler yeterince kendisine verilmediği için bir türlü dengeye gelemiyor. Mânevîyât adına, Semâvî dinler´in redderek, şirk ve küfür saydığı vaktiyle dine alternatif olarak uydurulmuş, sihir(büyü), fal gibi birtakım hususlarla, yine yüce dinimizin kabul etmediği Reenkarnasyon (Tenasüh) gibi Hint kökenli bir takım batıl inançlar, susuzluklarını gidermeleri için onlara bir reçete olarak sunulmak isteniyor.
Ortaya çıkan bir takım kimseleraa halkımızın duygu ve inançlarını sömürüyorlar. Seyircisini ya da tirajını artırmak isteyen bazı gazete ve televizyonlarda bunlara alet oluyor.