İyilik ve kötülüğün kaynağı nedir?
Batı düşüncesi bu soruya iki temel yanıt verdi: Her şeyin Tanrıdan geldiğini savlayan dinsel olmayan yanıt. İki yanıt da her şeyin kökeninin bir ve tek (Tanrı veya akıl) olduğunu savlıyor ve her şeyi o temelde düzenleyip, kendisine benzetmeye çalışıyordu. Batı aklı Tanrıyla el ele verip dünyayı uygarlaştırma (tek´leştirme) seferine çıkmıştı. Auschwitz Toplama ve Yok Etme Kampı örneğinde olduğu gibi milyonlarca insanın sadece farklı olduğu için ölüme gönderilmesi bu seferin son noktasıydı.
Savaştan sonra Mısır´da, Nag Hammadi Kitaplığı adı verilen gnostik metinler bulundu. İyiliğin ve kötülüğün kaynağının farklı olduğunu savlıyordu gnostikler. İçinde bulunduğumuz toplu isteri ortamını başka türlü açıklamak olası değildi onlara göre. Sistem kendisine karşıt olanı kendisine dönüştürerek hükümranlığını ilan etmişti. Yalnızca postmodernistlerin yaptığı gibi farklı düşüncelerin yan yana olmasını savunarak sistemden özerkleşebilirdik.
(Arka Kapak)