Matthew Scudder hiçbir zaman karikatür bir kahraman olmadı, aslına bakarsanız hiçbir zaman tam teşekküllü bir kahraman olmaya niyetli de değildi. O, seksenlerin cayır cayır kaynayan, şiddetin ve vahşetin cirit attığı New York şehrinde kanlı canlı, yaşayan bir karakter.
Matthew Scudder, eski bir polis, küçük bir kızın ölümüne neden olduğu için işi bırakıyor. Serbest detektiflik yapmaya başlıyor. Huysuzun teki. Ters biri. Üstlendiği olayı tamamen aydınlatmadan rafa kaldırmak onun tarzı değil. Bu nedenle başı beladan bir türlü kurtulmuyor, hem de ne bela. Şiddete şiddetle karşılık veriyor, şakası yok... ölüm korkusu da. Uzun uzadıya planlar yapmak, müşterilerine iz peşindeyken yaptıkları hakkında bilgi vermek ona göre değil.
Karısından uzun zaman önce boşanan Matthew Scudder, düzenli olarak para göndermek dışında baba olarak pek başarılı sayılmaz. Alkol problemi, ki macera boyunca içtiklerini ayrıntılarıyla anlatır, hayatının merkezinde bir yer teşkil ediyor. New Yorktaki Adsız Alkolikler Derneğinin devamlı bir üyesi, bol bol kahve tüketiyor. Ama hayatını bir türlü rayına oturtabilmiş değil. Son maceralarda eski tele kız Elaine ile görüşmeye, hatta aynı evi paylaşmaya başladılar. Danny Boy, Joe Durkin, Tj... hepsi yasadışı işlerle meşgul olan arkadaşları, çeşitli maceralarda ona eşlik ediyor.