Bu roman ne ahlak üzerine bir araştırma, ne de Sovyet Rusya´daki yaşam standardının bir betimlemesidir. Yalnızca savaş sonrası dönemin cinsel yaşamının bir psikolojik incelemesidir.
Bir erkeği aşk yaşamındaki davranışları için yargılar mıyız? Genellikle, çok esnek olan belli sınırları aşmadığı sürece, seks yaşamı kendisinin özel konusudur deriz. Erkeğin karakteri, aile ahlakıyla ilgili yaklaşımıyla değil, işindeki verimliliği, zekası, iradesi, devlete ve ülkeye yararı ile değerlendirilir. Kadınların çoğu devlette ya da toplumda doğrudan görev almadığı sürece, tüm etkinlikleri aile içinde yoğunlaştığı sürece, uygar toplumlar, kadında, cinsel ve ailesel yaşamda iyi ahlak sergilemesinden başka özellike aramadı.
Günümüzde bir kadın, burjuva aile ahlakı ölçüleriyle kusursuzluğa ulaşabilse ve kendi insanlarınca itibar görse bile ne toplumun gerçek takdirini ne de devletin saygısını elde edebilir. Açıkça görmezden gelinir. Aksine; bir kadın güncel burjuva cinsel ahlakı açısından lekesiz olmayabilir, ancak eğer siyasette, sanatta, bilimde veya herhangi bir alanda sıradışı bir kişilikse, kimse arkasından fısıldamaz bile. Bir iyi ahlaklı ancak ülke ya da insanlık için hiç faydalı iş yapmamış, öteki aile ahlakı eleştiriye açık ancak etkili bir toplum çalışanı olan iki kadın karşılaştırılacak olsa, hangisinin ağır basacağından kuşku yoktur.