Kıvılcımlar Kitabı ile üçüncü kez görücüye çıkan şairimiz; ömrünün oldukça erken bir devresinde zorlu bir şiir yürüyüşünün (ama sıçramalarla dolu bir yürüyüşün) örtük tablosunu arzediyor okuyucuya. Zira kendisi şiirin, düz yolda rehavetli bir yürüyüş değil, varoluşun uçboylarında hummalı bir raks olduğunu dillendiriyor. Varlığın sınırlarını tırmalayan şiirin bir kıvılcım, içteki harlı ateşin karşı konulmaz dışavurumu olmaklığını söylüyor. Diplerden, ta diplerden kopup gelen yalazlı bir soluğu okuyucunun yüzüne üfürüyor, o kadar.