Önceleri, bildiklerini günün birinde resim yapacağını düşünmeden görüp öğrendiklerini çizmişti.
İşin, eksiksiz bir at, bir boğa çizmek olduğunu düşünmüş, kaç kez, duvardan çıkıveren, yanına gelen hayvanlarla koşmuştu düşündü. Sonra bakmanın yetmediğini öğrenmiş, kovalayanlarla kovalananların (ister insan, ister hayvan olsun) bağırmasına, böğürmesine kulak vermek, bu seslere, bu ölülere eliyle, gözü kulağıyla dokunmak, koşanlarla birlikte terlemek, yara alanlarla birlikte kanamak gerektiğini anlamış, bu sesleri, bu terleri kanları eklemişti yaptığı resimlere.
Daha sonra bunların da yetmediğini öğrenmişti. Bilge Karasu