Bahçeleri, gölgelerin cinlerini anlardım
Çocukken, sessizce bitenlerin, bitki olanların
Ve çıtırtıyla büyüyen her şeyin
Sarmaşıkları inletirdi (yemin ederim)
Sanki tutuşurdu kılcalları
Toprağın uykusuzluğu ve rüzgarın
Çatlayan toynakları.
Mevsimlerin dikiş yerlerinden severdim bırakılmayı
Gördükçe seviliyorum sanırdım
Göğü dalgın kılan o kuş hayatlarını
O bulutların
Ki perdeleri kapattırmayan hayatlarını.
Daha sınırdan geçip uçurtmalaşmadan
Gemleri çürüten köpüklercileyin hafifleşmeden
Katılmadan yollarda ölmüş hacıların yeğni ruhlarına, önce
Eski ülkeme bakardım ne çabuk eskirdi
O sincapsız sinbadsız toprak yoksa hep böyle miydi.
Ben geçerdim kaşık bala gömülüyor gibi ağır
Bir çocuğa bir rüya damlıyor gibi hafif
Hayır! Anlatamadım.