Bir çocukluk arkadaşı... Tek bir mektupla, geçmişten çıkıp gelmiş bir çocukluk arkadaşı, bir kâbus gibi, bir lanet gibi üstüne çökerse insanın... peşine düşüp izini kovalamaktan başka seçenek bırakmazsa insana... böylece bütün hayatına hükmetmeye başlarsa ne yapar insan? Ondan kurtulmanın tek yolu onu bulmak olduğunda, ama attığı her adımda kendini daha da içinden çıkılmaz bir karmaşanın içinde bulduğunda, aklını kaybetme, çözülme noktasına geldiğinde ne yapar insan? Ötekine ulaşmak için, onun geçmişini deşmeye başlayıp, giderek daha derinlere indikçe orada bulacağı öteki midir, kendisi midir? Yoksa ne kendisi ne öteki midir?