Hangi caddeden yürürseniz yürüyün, hangi saatte dışarıda olursanız olun, ne içerseniz için, ne giyerseniz giyin cinsel saldırıya ya da tecavüze uğramanın sorumlusu siz değilsiniz. Bu yüzden asla ve asla kendinizi suçlamayın.
Kadınlar tecavüzle ilgili çeşitli olayları duymalarına rağmen kendilerini ´benim başıma gelmez´ diye kandırmayı sürdürürler, çünkü duydukları ile kendileri arasına ne kadar mesafe koyarlarsa o kadar güvenlikte olduklarını düşünürler. Tecavüzün hep başkalarının başına geldiği, karanlık sokaklarda olduğu ve yabancılarca gerçekleştirdiği fikriyle yetiştirilmişlerdir.
Tarihte yargı sisteminde tecavüz, ispat edilmesi zor bir suç olmuştur. Bunun bir nedeni kanun yazan ve yorumlayanların erkek oluşu, bir başka nedeni de zanlının ´kuşku bırakmayacak şekilde´ suçlu bulunmasının gerektiğidir.
Kadınların maruz kaldığı şiddetle ilgili istatistik ve haberler bize bazı rakamlar verir ama o insanların deneyimleri hakkında hiçbir şey söylemez. Oysa fiziksel ve cinsel saldırıya uğramak acılı ve sarsıcı bir deneyimdir. ´Kendimizi Savunurken´ bize kadınların yaşadıklarını, tecavüzden sonraki toparlanma sürecini kendi anlatımlarıyla aktarıyor.
Her yaştaki kadınlar tarafından mutlaka okunmalı! ..