Kartalı seyretmek kartal olmaya benzemezdi.
Ada, yorgun dağların toprağını denize savuran rüzgara aldırmaksızın, boylu boyunca, gömülmek ister gibi uzanmıştı sulara... Tıpkı doğurganlığını yitirmiş hasta yatan bir kadın gibi... Fakat hiçbir dalga, hiçbir rüzgar onu yok etmeyi isteyemezdi. O, Akdeniz´in incisi, sürekli incinen gururuydu. Doğa tüm ağıtçılarını başına toplamış sessiz çığlıklarla hıçkırıyordu. Kıbrıs yorgun, tarih yaşlı, medeniyetler ilkeldi...
(Ön Kapak)
Gecelerin korkulara gebe olduğu çağları tüm özüyle yaşayan insanlardı onlar. Hayalleri iyilikle örülü Karpaz´lılar neden tüm felaketlerin bu cennet ülkeye koştuğunu anlamaktaydılar elbet. Tabii ki herkes cenneti isterdi, hele de cennetin bu dünyada olduğuna inanıyorlarsa. Ümit..! Ancak ona tutunarak hayatta esen rüzgarlara dayanabilirlerdi...
(Arka Kapak)