en büyük dağın en büyük fırtınasında
en büyük fırtınanın en büyük dağı
yüzlerden çalınmış gülücükleri
gülücüksüz yüzlerde arayan
en dalgalı denizde
en yalnız kulaçların çığlığı
aradıkça kaybolanın peşinde
kendi postuna kendi resmini çizen
ve ol menzil için
yar yoluna baş koyan
ayrılığın obası göçmüş akşamı
yalnız başına aramanın bedeli
yalnız başına ölmektir
ve en büyük öğretmen yaşam
ve en büyük okul emek
yolların birleştiği yerde
acı çekenleri de birleştirecektir
vardım ki yüzsüz bir gülücük
gülücüksüz bir yüz gibi durur altın kafeslerde
vardım ki gülücüksüz bir yüz
hasretinden kurur yüzsüz bir gülücükte
gözyaşıyla dönen değirmenlerde
kızıl gülleri öğütür çarklar
soldukça yaşamı emzirenlerin yüzü
yaşamı emenlerin yüzünde
hırsızlık elmaları gibi parlar