Eagleton´ın kışkırtıcı ve çoğunlukla eğlendirici olan özyaşamöyküsünde, bu dünyaya ait olan ve olmayan düzenli olarak karşımıza çıkıyor. Yazın, politika, kültür ve toplumsal sınıf konularında önemli yapıtların yazarı olan Terry Eagleton, Cambridge´e 1960´lı yıllarda ´on sekiz yaşında, işçi sınıfına ait, kilonuzu sesli söyleyen tartılar kadar kendinden emin ve bir balık kadar cahil bir Katolik´ olarak geldi. Tuhaflığın, ateşli bir egoizmin yalnızca bir bahanesi olduğu okul yılları, Eagleton´un çocukluğunun geçtiği Kermel tarikatındaki yaşam kadar gerçeküstü bir havaya sahipti.
Eagleton´ın özyaşamöyküsünde, Oxbridge mezunlarına, aristokratik akademisyenlere, ansiklopedi satıcılarına ve sapkın rahiplere rastlıyoruz. Eagleton, Brecht, Wilde ve Wittgenstein gibi önemli yazar ve düşünürlerden söz ederken, ölüm, kötülük, Katolik kilisesi, klişeler, ikiyüzlülük ve acı hakkındaki kendi düşüncelerini de çarpıcı ve eğnlendirici bir biçimde aktarıyor.
(Arka Kapak)