Tarihle uğraşanlar daha çok olaylarla, olayların gelişmesinde birinci derecede rolü olan insanlarla ve bu insanların etrafında şekilenen sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel yansımalarla doğrudan ilgilenirler. Ancak, maalesef bu ilgi olayların bütün belirleyicilerine ulaşamamaktadır. Bizim tarih veya tarihi olay dediğimiz durumları ortaya çıkaran, belki bu olaylar sırasında hayatlarından olan bir çok insan unutulmuş, unutulmak talihsizliğine uğramıştır. Hele hele aradan bir başka deyişle unutulmuşluğa itmektedir.
Milli Mücadeledeki esirlerimiz işte bu unutulanlar arasında yer almıştır desek pek yanlış olmaz. Büyük bir imparatorluğun yok olduğu bir dönemde Yedi düvel´e karşı, bin bir türlü imkansızlıklar içinde bir ölüm-kalım savaşı, bir varoluş mücadelesi veren, kendi hayatlarını bizler ve bizlerden sonra gelecek nesiller için yürek parçalayıcı şekillerde feda eden, bu sayede de bugün üzerinde yaşadığımız bu coğrafyayı kurtaran, koruyan, vatanlaştıran asker ve sivil esirlerimizin sayısı yaklaşık 25.000´i bulmaktadır.