İlhami´nin şiirlerinde memleket sevdası, insan aşkından başka bir fikir görülmediği gibi yaşadığı memleketten, her türlü sıkıntıya rağmen bir hoşnutsuzluk da görülmez. O, Anadolu´da asırlardır devam eden aşıklık geleneğinin seçkin bir temsilcisi olarak bu gelenek doğrultusunda şiirler yazmıştır.
Gerek kendisini bizzat tanıyanların sözlerinden gerekse kendi şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla, dindar, özü sözü doğru, güvenilir bir insandı; efendiliğinden dolayı da çevresinde Ziya Efendi olarak anılır ve sevilirdi.
İlkokul mezunu olan İlhami, oğlu Muzaffer Başer´in ifadeleriyle namazlarını aksatmadan camide kılmıştır ve bu özelliği şiirlerine de akseder. Bu sebeple şiirlerinde bilhassa dindar kişiliği, dinin namaz kılmak, nefsine hakim olmak, haram yememek vb. emirlerine olan bağlılığı hemen göze çarpar. İnancındaki samimiyetini de şöyle ifade eder:
Usûl hâl ile okudum hece
Güvencim Bir Allah o kadri yüce
Bu yol kolay değil anla iyice
Sarardım gül gibi soldum da geldim