İslam dünyasında birbiriyle rekabet halindeki siyasi aktörler olarak, İslamcılar ve köktendincilerle, kurulu rejimler, neden, düşmanlıklarını unutarak bir tek konuda; müslüman kadınları bastırmak, geri sürmek ve kapatmak konusunda, fikir birliği ederler? Müslüman kadınların, ya da müslüman erkeklerin gücünün yettiği kadınların toplumsal ve kamusal alanda görünmez kılınması, kapanması ve geride durması, gerçekten, İslamın kesin ve temyiz edilemez emri, ilan edilmemiş altıncı şartı mıdır? Peygamberin ve dört gerçek halifesinin uyguladıkları müslümanlıkta kadının yeri hakikaten böyle miydi, yoksa, bu, bir çok müslümanın gözünde asr-ı saadet ve dört gerçek halife çağının ardından bir gerileme ve yozlaşma çağını temsil eden Emevi ve Abbasi saltanatlarının kurup yerleştirdiği bir bidat mıdır? İslam sadece erkekleri, zenginleri, güçlüleri muhatap alan, sınıf ve cinsiyet ayrımcılığı üzerine kurulu bir ideolojiden mi ibarettir, yoksa, bu tür sınırlamalardan münezzeh evrensel bir çağrı mıdır? Kadınlar kendi başlarına ve kendi özgür iradeleriyle müslüman olabilirler mi, yoksa, ancak, müslüman erkeklere ait kadınlar olarak mı bu dinden sayılabilirler?
Mernissinin bu eseri, Müslüman coğrafyasında yaşayan okuru, bu soruların cevabını araştıracağı bir yolculuğa çağırıyor.