Suçlu kim?
Aysız ve yıldızsız zifiri bir karanlık değil ortalık. Aksine, Ay´ın her zamankinden parlak olduğu, salkım salkım yıldızların aydınlattığı bir gecede her şey apaçık ve berrak. Peki, neden sel sularına kapılmış saman çöpü gibi savruluyor insanlar? Tutunacak dallarını kimler kırmış?
1900´lerin başında İstanbul´da yaşanan bu olaylar yüzyıl sonra tekerrür mü ediyor? Aşkı metaya dönüştüren bu çarkın figüranları mı suçlu? Gaz lambası kırılıyor, tutuşuyor köşkün perdeleri.
Sönüyor aydınlığın köşke yansıyan tomurcukları ve feryatlara karışıyor boğazlanmış bir İskete kuşunun kanı. Hücrenin rutubetli duvarlarında yaşlı bir ağıt. Macera başlıyor.
Necile, Fahire´yi bulacak mı? Kadınlar Komitesi´nin lideri Fahire mi?
Moralızade Vasaf Kadri, romanında paraya kurban edilen aşkları ve bu eksende gelişen entrikaları sergilerken, o dönemin İstanbul´una da ayna tutuyor gerçekçi ve yalın bir dille. Akan ve sürükleyen bir romanla karşı karşıyayız. Aşk mı kazanacak, para mı? Suçlu belli. Bir kendine dönebilse insan.
İçiçe geçmiş olaylar örgüsünü, kurgusundaki sağlamlıkla çözerken; hem bir roman tadı alacaksınız hem de yaşamın insana dönük temel taşlarına yeniden tanıklık edeceksiniz. Bu roman bitmeyecek sizde aşk bitmeyinceye kadar.
(Arka Kapak)