Tim Parks ülkemizde tanınmayan bir yazar. Kader, Türkçedeki ilk romanı.
İtalya´da yaşayan bir İngiliz olan Parks, Kader´de belki kendinden de izler taşıyan bir hikâye anlatıyor: İngiliz gazeteci Chris Burton yıllarca İtalya muhabiri olarak çalışmıştır. Karısı da soylu bir İtalyandır... Tam da, bir şaheser olacağını düşündüğü kitabını yazmaya başlayacakken şizofreni hastası oğlunun intihar etmiş olduğu haberini alır... Ve okur, daha ilk sayfadan, romanın kahramanının zihnindeki girdaplara kapılır.
Kader bir yolculuk hikâyesi olabilir: İngiltere´den İtalya´ya, Torino´dan Roma´ya, havaalanından tren garına... Kendi kendine konuşmak da denebilir Kader için: Ne yapmak istiyordum? Ne yaptım? Ne yapmalıydım? Ne yapabilirdim?
Dolambaçlı olsa da yalın, kederli olsa da zevkle okunan, bilinç akışı tekniğiyle yazılmış çarpıcı bir metin.
(Tanıtım Yazısı´ndan Alıntı)